9 Haziran 2015 Salı

Sığ sularda sakinlik mi, dalgalı suda heyecan mı?

Hayatım boyunca susmak bilmeyen çenem ve hareketli tavırlarım, içimdeki sakinlik isteğini bastırdı. Kimsenin göremeyeceği yerlere ittirdi ki benim bile çok nadir aklıma gelir oldu sakinliği dinginliği sevdiğim. 
İlkokul sıralarındayken sınıfın hep en haylazı, hiç boyu atmayan, hep küçük kalan bi küçümendim. Her etkinliğe atlayıp, hep en önde olmayı severdim (istemesem de boydan dolayı sıranın önü hep benimdi). Çünkü bir köşede sessiz sedasız günümü geçirmek aptallıktı bana göre. İnsan içinde böyleyken evde bambaşka bir insan oluyordum. Odama kapanıp yalnız takılmak dünyanın en huzurlu şeyi oluverirdi birden. ta ki ertesi gün uyanana kadar. 
Bu hep böyle devam etti son bir iki yıla kadar. Mutluydum insanlar içinde. Yeni insanlar, yeni muhabbetler, yeni yerler. Hiç yalnız kalmadığım için yalnız kalınca ne düşünülür ne yapılır nasıl hissedilir bilmezdim. Hareketli yaşamım, heyecanlı hayatım, yanımdaki insanlar beni hep bu duygulardan düşüncelerden uzak tuttu, Ama yalnızda kalındığını öğrendim, geç öğrendim.
Bu bahsettiğim yalnızlık kötü bir ağlamalı ayinli bir yalnızlık değil tabiki de. Sevip keyif aldığın insanlardan uzak, muhattap olmaya bile tenezzül etmediğin insanlar arasında kalmak ya da ciddi anlamda oturup düşünmeni sağlayacak bir yalnız kalım. 
Dalgalı sulardan sığ sulara fırlatılmak gibi.
Kocaman bir boşluktan tepe taklak yuvarlanmak gibi.
Sessizlikten kulaklarının patlaması gibi.
Ama ben hep bu kısmıda çok sevdim. Çünkü dışardan öyle dertsiz, öyle gamsız, öyle mutlu bir insan profili çizdim ki yıllarca kimse anlamadı sığ sularımda neler hissettiğimi.
Çekildim kendime, defalarca yargıladım insanları, defalarca deştim olayları, yaralarımı. Ben ne yapıyorum dedim mutlu muyum hayatımdan dedim, huzurlu muyum? Aldığım cevap çok nadir pozitif oldu. Çünkü düşünmeye, sorgulamaya başladığın anda kayboluyor toz bulutları. Sis perdeleri aralanıp gerçek hislerini gösteriyor sana. Güçlü kalabildiğin yere kadar insanlara gülümseyebilir, sesinle neşe saçabilirsin. İçine döndüğün zaman her zaman aynı sevinci bulamıyor insan.
Ama ben yine hep sevdim dalgalı sularda yüzüp sığ sularıma çekilmeyi. Sonra yine dalgalara atılıp hareketlemeyi ardından yine kabuğuma çekilmeyi, sakinliği, dinginliği. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder